Son yazılar

24 Ocak 2017 Salı

"Goblin: Yalnız ve Büyük Tanrı" Dizi Eleştirisi

İki efsane kadronun dizilerini bitirmiş(TLOTBS 20.'yi izleyemedik henüz) bulunmaktayım. Biri Goblin, diğeri ise The Legend of the Blue Sea.

Goblin'den bahsetmek istiyorum ilk önce. Gerçekten oyuncuları efsane olan bir diziydi fakat mükemmeli yakalayamadığını düşünüyorum. Nedenlerime gelince... Sizi spoilersız olduğuna inandığım eleştirilerimle sizi baş başa bırakıyorum.



İlk olarak dizide sahneler gereksizce uzaltılmıştı. Konu öylesine film tarzıydı ki dizi değil ancak Goblin: The Lonely and Great God Part 1-Part 2 şeklinde seri film çıkarmış konudan.





İlk bölümlerden örnek vericem olursam, Goblin'in gelini olması, gelini olmasının kanıtlanması, kılıcı görememesi ve goblin ve gelini arasındaki uzun flörtleşmeler bunların hepsi gereksiz bir biçimde uzatılmış sahnelerle doluydu. Öyle ki bir bölüm izliyorsunuz koca bölüm Goblin'in gelinine hediye vermesi, gelinini mutlu etmesi ile sürüyor bölüm finalde ise ucu açık bitişle meraka sürüklüyordu bizi. Şahsen izlerken sahneleri fazlaca atlattım.Tekrar eden sahnelerle dolu olması rahatsız etti. Diziyi gözümde efsanevi kılan tek şeyin beni merak ettirebilmesiydi.😥



Dizinin en büyük handikapı Goblin ve Gelinin çift olamama durumuydu. Gelini canlandıran Kim Go-Eun (Kim Go-Eun) aşırı liseli tavrı ve tepkileri ile Gong Yoo (Goblin)ile birlikte gözümüzde çift damgasını yiyemediler. Şımarık tavrını iyi ayarlayamadı bence. Son Sınıf öğrencisiydi güya. Çok iyi bir oyuncu olmasına karşın bunu aşırı buldum.Hatta bir haykırarak ağlaması var bir kısımda çok etkileyiciydi. Bence liseli olmasın. Şunu savunuyorum, Tavukçu (Yo Inna)Sunny kızımızla Azrail(Lee Dong-Wook)daha fazla çift gibiydiler.Ve daha ilgi çekiciydiler. Goblin ve gelini sık tekrara düşen bir ilişki resmettiklerinden sıkıcı olmaya başladı.



Onların daha çok sevildiğini düşünüyorum. Daha fazla sevilmelerinin nedeninin de aralarındaki aşkın imkansız oluşunun gerçekliğinden kaynaklıyor diyebilirim.

Goblin ve Gelini içinde imkansız diyenler oluyordu. Fakat başından beri birlikte olabilecekleri bir yer vardı.Spoiler olacağından bunu pek anlatmayacağım.Ama izledikçe daha belirginleşiyor emin olun.



Tekrar eden sahnelerden şikayetçi olup Goblin'in gerçek bir efsane olabileceğini söyledim fakat dediğim şekilde film olsaydı bu mümkün olabilirdi. 16 bölüm bile fazlaydı bu diziye.



Özellikle finale doğru yaklaşırken herkesin beklediği şey gerçekleşiyor fakat diğer bölümde hiçbir şey olmamış gibi hatta başta belirlediği kuralları kendim yıkarım dercesine diziye 4 bölümde iki ayrı son yazmış oldu. Açıkçası Kore dizilerinin klişelikte artık zirve dereceye ulaştığını düşünüyorum. Çünkü aynı olayı W dizisi de yapıyordu. Her bölüm final gibi. Fakat kurgu tek bölümlük ve bölümlerde anlatılacak bir şey yok, 'karakterlerin bir gününün nasıl geçtiğini izlettirelim tarzında bir bölüm yazalım da baksın mallar' kafasında bölümler izledik. Ahahah o nasıl bir cümleydi ben bile kendime şaşırdım şu an😆



Bunun yanında...Dizi Goblin ve Azrail miti dışında diğer dini mitleride kullandı. Özellikle, Tanrıça, Tanrı isimlendirilmeleri oldu.Birden çok tanrıya inanan insanlar için bu dizideki olaylar ve hikayeler pek fazla sorun teşkil etmiyor.Fakat müslüman kesim için oldukça tuhaf karşılanacak bir durumdu. Kaldı ki devamlı gönderilerinde bu durumdan şikayet edenler oldukça fazlaydı. Beni rahatsız eden kısım dini mitleri iyi kullanamamasıydı. Ben daha iyilerini ve hayal gücü kuvvetli mitleri izledim. Şahsen insanlarında rahatsız olmalarına anlam veremiyorum. Dinden çıkartacak bizi vs yazanlar görüyordum.Eğer bir dizi sizi dinden çıkartacak kadar güçlüyse, size tavsiyem her şeyi bırakıp gidin imanınızı tazeleyecek şeylerle uğraşın.İnancınızın bu tür kurgu ve uydurma şeylerle bozulacak türden zayıf olmadığını düşünüyorum. Dediğim gibi daha ağır mitler izlemiş biri olarak burada anlatılan ve betimlenen şeyler sadece buz dağının çok zayıf bir kısmı.Açıkçası Tanrıça olayını çok iyi anlatamadığını hikayeye iyi ya da kötü yönde bir etki bırakamadığını düşünüyorum. Senarist cidden iyi kullanamadı bu mitleri. Azrail bile kendi açısından zayıf kaldı.


Hatırlarsanız, tavukçu kızımız, Azrail'e soruyor. "Bir dinin var mı?" Azrail'in cevabı ise hem dizinin kendiyle çelişmesine hemde komik bir duruma yol açıyor. "Bir din bulduğumda seni arayacağım" tarzı bir cevap veriyor. Azrail'in bir dini yoksa kimin Azrail'i bu? Böyle yazarken cidden çarpılcem 😄 Hepsini geçtim. Buradaki mit neyin miti. Hristiyanlık değil, Budistlik değil, o değil bu değil şu değil. Senarist fazla soju içip din üretmiş hayalinde. Bu durumda dini mit kullanıyor diyebilir miyiz? Bence diyemeyiz. Belki de dünyadaki tüm diziler içerisinde dini mitleri kontrol edemeyen yazar olarak seçilebilir Goblin senaristi. Dizinin mistik bir havası varsa da yok oldu. Kendi kendini çürüttü.

Reklam vermeye çalışırken komiklikte çığır açan sahne. Halbuki insan sorgular yüzyıllardır yaşamış biri hiç mi akıllı telefona bakmamış görmemiş değil mi? 


Hayatımda bu kadar dizi içinde reklam alan bir dizi görmedim.Kahve sahneleri, alışveriş sahneleri,telefon markası vs. ilginçtir yemek sipariş edilen bir yeri bile reklamladılar. Bu saydığım şeyler sahneleri durağanlaştırmakla yetinmiyor bir de bölümü ölü kılıyordu. Yani izliyorsun ama olaysız öylesine bir bölüm.😞

Fakat yiğidi öldür hakkını yeme, sinema tadında bir çekim kalitesine sahip Goblin dizisi. Patlama, uçma, ışınlanma efektleri harika ötesiydi. Hatta bence herkesin efsane diye söylenmesinin en büyük nedenlerinden birinin kalitesinin böylesine büyük oluşu. Yoksa yukarıda bahsettiğim olaylar neredeyse son bölüme kadar devam eden şeylerdi.



Diğer bir iyi yanı bromance yani kankalık ilişkisi içeriyor olması. Goblin ve Azrail'in o tatlı atışmaları sanki yeni evli çiftler gibi saçma kavgaları diziye aşırı ayrı bir tat getirdi. 😅 Fakat bu tadı almamızın yegane sebebi Gong Yoo ve Lee Dong Wook gibi muhteşem oyuncuların bir araya gelişiydi. Şahsen bu arkadaşlığın pozitif enerjisinin kamera arkasından bile çok emindim. Çünkü iki oyuncunun da nasıl kişiler olduğunu iyi biliyordum. Gong güleryüzlü, sevimli biri olduğundan, Lee Dong Wook ise ortama kolay uyum sağlayan, espritüel biri olduğundan birbirleri için üstünlük kurmaya çalışmadılar bu da sete ve dizideki karakterlere yansıdı. Goblin'in her şeyi biliyorum tavrını, Azrail'in saftrik bir şeyden habersiz hallerini izlerken benimsedik böylece. Gördüğüm kadarıyla bu ikisinin sahnesi azalınca hayranlar şikayet etmeye bile başladı. Ee ne diyelim yılın çifti belli o zaman 👀😆


Ve her dizide daha da rahatsız oluyorum, ağızlarını şapırdatarak yemek yemeleri...Kore'de sanırım bu normalmiş. Amerika'yı vs çok önemsiyorlar ya, Amerika'larının yemek adaplarını örnek alsalar bari diyorum her zaman. Bazı yemek sahnlerini atladım,dayanamıyorum gereksiz bir biçimde karaktere ve kişilere tavır alıyorum bu durumda.Çok iğrençler. Keşke yazdıklarımı okuyan Koreliler olsa, YEMEK YEME TARZINIZ ÇOK İĞRENÇ.🙎



Dizi için söylenen bazı anlamsız şeylerde gördüm. "Köşkö dizödö başröl Azraül olsöymüş?"

Cevap:Dizide tam 4 başrol bir tane yanrol var. Goblin,Goblin'in gelini, Azrail, Sunny, başroller. Yoo Duk-Hwa(Yook Sung-Jae) ise yanroldeydi.

Karakterlerden en çok kimi sevdin derseniz de, Tavukçu kız Sunny :) Yo Inna'nın tatlılığı ve şapşallığı birleşmiş böyle seveceğin türde gamsız bir kadın ortaya çıkmış :)


Yemek yemeyince aç oluyorum gibi bişi sanırım asdf

Yazımı okuduğunuz için teşekkürler ^^ Mutlaka yorumlarınızı bekliyorum 💗💚