Son yazılar

29 Kasım 2016 Salı

Son Zamanlarda Yaptığım Çeviri Derlemeleri ~

Çeviri yapanlar bilir; çeviri yapmak kolaydır fakat şarkı çevirisi bambaşka bir dünyadır. Çevirirken kelimenin ilk anlamını kullanmak ya da motamot bir çeviri şarkıyı berbat eder. İlk çevirilerimi dinleyip izlerken ben ne yapmışım böyle, böyle mi çevirilir bu şarkı dediğim oluyor 🙈 Sonuç itibarıyla şarkı çevirisinde iyi denilebilecek kıvamda olduğumu düşünüyorum :)

Hem kendime, hem sayfalara çevirilerim oldukça fazla. Bunları eğlenerek yapıyorum. Son çevirdiğim Mad Clown şarkısı mesela. Çevirirken çok güldüm. Çünkü bir şarkıda ilk defa bir erkeğin gerçek yüzünü hatta terk eden tarafın neler hissettiğini görmüş oldum. Görmüş oldum diyorum aşk denen safsataya inanmadığım gibi henüz başıma gelmedi :) Böyle görüyoruz işte :)


Yazayım açık açık, şerefsiz kızı ağlatmış terk etmiş akşam yemeği dert olmuş ona 😂😂 Böyle de bencil erkek işte. Ayrıca komik, çünkü kesin böyle düşünenler olmuştur 😃


Bu kısımda ahh dedim çok farklı bir şarkı bu. Çünkü bir erkeğin kendini kabullenişi söz konusu. Güldüm de elden ne gelir, ben böyleyim diyor çünkü. Çokta fifi der gibi asdfg

Şarkının Çevirisi:




Ve ikinci çevirim kendi adıma yaptığım bir çeviriydi.Son zamanlarda kore dizilerinden uzaklaşmışken beni ekrana bağlayan yegane dizi: Shopping King Loui'nin OST'sini çevirdim 😇

Hatta bu tesadüf bana ilk defa Monsta X şarkısı çevirme şansı da verdi. Şarkının iki versiyonu var. Bir akustik bir de rock versiyon. Ben akustik versiyonun tiryakisi oldum. Çocukların vokali bal kaymak. Çok beğendim. Böyle gruplar daha çok göz önünde olmalı bence.



Bir sonraki çeviri videom ise en özeli: Çünkü CNBLUE'nun Euphoria albümünün incisi; Be Ok'e klip hazırladım. Hayatımda ilk kez böyle bir şey denedim. Bazı kısımlarda küçük hatalar yapsam da genelde çevremdekiler beğendiğini söyledi. Fakat çevremdekiler harici ne düşünüyor bilmiyorum. Kötü olsa derler mi bilemiyorum. Şarkıyı çevirdim, videomu yaptım, ardından zamanladım. Ardından karaokesini ekledim ^^ Böyle uzun bir süreç geçirdi anlayacağınız ^^ Umarım beğenirsiniz 🙈



BTS albüm çıkarma sürecinde her army gibi merakla takip ettim, hatta bu merak albümdeki en sevdiğim şarkılardan birine acilen video hazırlayıp çevirmeme kadar uzandı :D Fakat o sıra çok yoğundum ve yorgundum. Mumine'ye yani CNBLUE Turkey / 터키 ekibinin MaviYıldız'ına yalvar yakar aahahha şaka şaka Allah razı olsun bir dememle ben zamanlarım dedi. Onu patınom yapıp şarkıyı bir temiz çevirdim. Dinlemek isteyenlere:



BTS albümünden biraz bahsetmek gerek bence. O albüm gerçekten tüm ödülleri hak ediyordu. Kore'deki kendini hayran sanan bazı kişilerin BTS'in albümü ödül aldığı için çemkirse de, umarım bir gün çocukların albümlerinin kalitesini anlama şerefine ulaşırlar. Klip şarkısını beğenmeyip klipteki dansın tiryakisi olan ben söylüyorum bunu. Albümdeki tüm sololar ve şarkılar mükemmeldi. Dinlemenizi öneririm. ^^




Daha bir çok çevirim var ama şu an sadece birkaç tanesini yazabildim.

Kanallarım: ❤ Hyunbinaşkı Kanalı





13 Kasım 2016 Pazar

Komatta Toki Ni Wa Hoshi Ni Kike! Manga Tanıtımı

Beni tanıyanlar bilir, feci  kötü şansım vardır; özellikle manga konularında. Erkek- erkek ilişkisini cinsel içerikli işleyen Yaoi mangaları sevmem. Fakat Shounen-ai denilen cinsel içerik bulunmayan ve sadece duygulara yer veren mangaları okuyorum genelde. Anlayacağınız homofobik vs değilim sadece sınırlarım var.  Neyse konu dışına taşmadan; ne zaman yaoi mangalardan kaçsam pat karşılaşıyorum  

 Aşırı Gintama seviyorum. Mangası olduğu gerçeğini fark edince, hemen koştum okumaya tabi... Okumaya başladım ama bir gariplik var. Sonra fark ettim DJ (doujinshi)denilen manganın fan fiction halini okumaya başlamışım ben. Yani fanatik hayranlar; birbirlerine yakıştırdıkları karakterlerden hikayeler yapmışlar. Zavallı Derya'da Gintama'nın bölümü diye okumuş 

Daha geçen gün; No.6 diye bir anime buldum. Beyaz saçlı, yüzü yaralı karakter var diye başladım. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş ya; türüne de baktım; aksiyon bilimkurgu vs yazıyor; nasıl seviniyorum Tokyo Ghoul gibi bir şey izleyeceğim diye. Abi animede shounen ai var.Ama türe yazmamışlar. Bu kadar olur :) Sanki özellikle buluyor beni.Neyse izledim pek korktuğum gibi sahneler yoktu. Gerçi bir animeden şüphelenince kendime anime sever arkadaş buldum; hemen soruyorum ona. Yaoi yok de mi falan diye. Sehun Noona  Onun da blogu: Nunakuu


Aşırı uzattım yahu :) Bu benim ilk manga tanıtımım. Komatta Toki Ni Wa Hoshi Ni Kike! Türünde; komedi, dram, okul hayatı ve shounen ai tagı var. Fakat Shounen ai türü anlamayacağınız kadar az ve ölümüne kankayık tadında. Hatta Shounen ai değil shounen olmalıydı türü. Romantizm yok.

Konusuna gelince; Fujishima Takara liseye başlamıştır fakat babası hariç ailesinin geri kalanını kaybettiği için yurtta yaşamaya başlayacaktır. Babası işi gereği evden uzakta yaşadığı için yurt mükemmel bir seçenektir.Takara'nın oda arkadaşı ise Hosaka Kiyomine'dir. Kiyomine içe kapanık biriyken; Takara ise tam tersi. İlk başta bu farklılıklar yüzünden birbirlerine sinir olsalar da; sonradan ilişkileri arkadaşlığa dönecektir. Belki de daha farklı bir duyguya?


Kyomine konusu çok ilginç bence. Ailesini kaybetmesi (şiddete uğraması); üvey ablasının (anneleri aynı, babaları farklı)ona anne gibi oluşu nedeniyle; Ablası Ayako'ya aşırı düşkün.Şöyle anlatayım; diğer herkes ölebilir ama Ayako ölmesin diye düşünen biri Kyomine. Kendinden başka herkesi düşünebilen Takara'yı keşfetmek onun gibi biri için belki fazlaca büyük bir ödül.

Mangayı okuduğum süre boyunca; Takara'ya sayısız defa kızdım, çünkü Kyomine'nin onu birçok defa incitmesine karşın onu hep affetti. Ne bileyim ben yapamazdım öyle bir şeyi sanki.Mangaka sanki hikaye ilerlesin diye Takara'yı hafife alıyordu. Mesela manga'da çok üzüldüğüm bir yeri anlatayım.

Seni bencil veled, durup duruken üzüyorsun minnoş Takara'yı 


Takara'nın babası dış ülkeden oğlu için geldi fakat sınav haftası nedeniyle oğluyla pek vakit geçiremedi. Hal böyleyken, Ayako'yla karşılaşınca; hava limanına gidecek olması nedeniyle onu bırakmak istedi. Neyse giderlerken, kaza yaptılar. Çocuklar kazayı öğrendikleri anda; Kyomine, Takara'nın yakasına yapışıp; " Eğer Ayako'ya senin ya da babanın yüzünden bir şey olursa, asla affetmem seni!!" diye bağırdı. Manga boyunca; birbirlerini korumalarını, önemsemelerini, birbirileriyle dosttan öte ilgilenmelerini okuyor sıkılmıyordum. Takaraya karşı sahipleniciydi. Sanki o tek dostuymuş gibi davranıyordu, ona. Kötü davranan biri olmasın hakkından gelirdi.. Böyle bir repliği okuyunca sanki Kyomine bana ihanet etmiş gibi hissettim. Bir an dost kazığı yer gibi oldum.Yemiş olan biri olarak okurken izliyor gibi oldum hatta. Ki Takara'da terkedilmiş gibi hissetti. Sanki senin baban ölürse ölsün, Ayako'ya bir şey olmasın dedi.

Siyah Saçlı Kyomine, Sarışın Takara 

İşte bu kısımda bu duyguların daha uzun sürmesini bekledim. Fakat odun Kyomine, sanki bir şey yapmamış gibi hastanede Ayako'ya sarılıp sen iyiysen diğerleri umrumda değil demesi de üstüne tuz biber. Daha ötesi; kuzucuğum Takara'm Kyomine ve Ayako'dan eğilip özür diledi ve günlerce okula gitmeyip; hem babasını kaybetme korkusuyla cebelleşti hemde aptal Kyomine'nin onu terkedişini hazmetmeye çalıştı. 

Terkediş diyorum ama sevgili gibi değildi. Bildiğin sana çok değer verdiğini bildiğini sandığın kişinin aslında sana o kadar değer vermemesi olayı. Neyse ki; Takara'nın babası Kou-San'a bir şey olmadı. Neyse hikayenin gerisini anlatmayayım :) Ama bu kısımda çok üzüldüm. Bakaaaa Kyomine.

Merak etmeyin manga bayağı uzun. Bu anlatttığım hikaye birkaç bölümden sadece. Manga 20 ciltten oluşuyor.

Kyomine'nin ablası Ayako ve Takara'nın babası Kou-san birbirlerinden hoşlanmaya başlıyorlar; fakat sorunlu kyomine yüzünden birbirilerine itiraf edemediler. Edemediler değil de birbirlerinden  hoşlandıklarını bilmelerine rağmen sevgili olamadılar. Yine aynı kereste yüzünden. Yavrum Takara'nın derdi; kimse ölmesin, üzülmesindi hep. Ayako'yu da anlıyorum. Kou'san bir içim suydu



Kou'nun oğlu Takara'yla olan sahne çizimleri de mükemmeldi. Karısı öldükten sonra daha fazla yurt dışında çalışan, Japonya'ya yılda 2-3 kez gelen bir babanın oğluna düşkünlüğü şaşılacak derecedeydi. Öyle ki Manga'da en sevdiğim sahneler baba-oğula ait.

Oğluşuyla uyuyan bir adet Kou 

 Kou; Manga başında sanki önemsiz biri gibi gösterilmişti fakat yayınlanma sürecinde Japonya'da Kou'nun Kyomine'yi kıskanması, oğluna yakın oluşunu çekememesi çok sevilmiş. Sağ olsun kereste Kyomine'de öyle hareketler yapıyordu ki Kou'nun kalbine iniyordu çoğu kez. 


Bu sahnede; Takara merdivenlerden düşüyor ve Kyomine, Takara'yı kucağına alıyor. Ardından onu neden ondan uzak durduğunu soruyor, fakat Takara cevap vermiyor. Kyomine, cevap ver deyip kızınca  aniden Takara'nın boynunu ısırıyor  Sesi duyan hasta Kou koşuyor ama oğlunu azmanın birinin kucağında görünce sinirleniyor, yukarıda görseldeki gibi "Kahrolası velet, Takara'ya ne yapıyorsun? buraya gel ve..." o sıra Kyomine'nin peşinde kızıp çığırırkene merdivenlerden düşüyor  ve bayılıyor.

Karakter olarak Kyomine ve Takara'nın yurdu daha renkli. Kyomine'nin kuzeni Reichi yurt başkanı. Kyomine'ye paralel bir kişiliği var fakat onun aksine herkesle iyi geçinebilen biri. Ve genler sebebiyle çok yakışıklı asdf Kyomine gibi günü birlik ilişkiler yaşamıyor ama oldukça gönülçelen birisi.



1997 yılında çizilmiş bir manga olsa da; çizimleri harikaydı. Çoğu ayrıntıyı çok sevdim. Ayrıca hiçte o yıla ait çizmiyor mangaka. Okurken 1997 yılında olduğunu fark etmedim bile. Anime yapsınlar bunu; onegai onegai 

Şimdi kötü habere gelelim bu manganın Türkçe çevirisi yok. Ben ingilizceden okudum.  Evet küfür ediyorsunuz sanki duyuyorum :) Etmeyin 

Kendimce tanıtım yaptım  eğer mangayı okumak isteyen olursa: TIK TIK

Ben hiç shounen ai okumadım ama diyenlere ısrarla diyorum ki; bu shounen ai olamayacak kadar Shounen bir manga. Shounen ne demek; aksiyon ve macera temalı, direkt erkeklere yönelik olduğu söylenen anime veya manga.Şahsen ben erkeklerin kankalık ilişkilerine bayılan bir tip olduğumdan shounen anime ve manga takip ediyorum. Ayrıca bu mangada diğerlerine göre fazlaca kız karakterler var. Örneğin; Takara'nın en iyi arkadaşlarının ikisi de kız. Ve Takara'yı aslan, kaplan gibi koruyup gözetliyorlar. Annesinin olmaması nedeniyle sanırım.  Bu bakımdan okurken eminim rahatsız olmayacaksınız.
Okuduğunuz için teşekkür ederim