Son yazılar

2 Kasım 2019 Cumartesi

Abartılan K-ünlüler- KPOP-KDrama-Part-1

Uzun zamandır yazmamaktan sanırım bir garip hissettim bloguma bakarken.Konumuz Abartılan ünlüler. Artık kpop-kdrama-k-aktör-aktristler-idoller hayatımızın birer parçası haline geldi. Çoğu insan dizilerle başlamıştır hatta Kore olaylarına.



İzlerken ya da izlemeye başlarken seçenek kartelamız vardır. Şunun dizisi olursa mutlaka izlerim dediğiniz birileri vardır. Ben mesela bana hyunbinaşkı nickini veren çok değerli nişanlım Hyun Bin'in kötü dizilerini bile izliyorum:) Ama hep şey düşünürüm; gereksiz yere çok abartılan kişiler de var bu sektörde diye... Yazacağım kişiler çok başarılı kişilerdir ama bu onun çok abartıldığı gerçeğini değiştirmez.Sakın bu yazdıklarımı antilikle karıştırmayın. Anti olamayacak kadar yoğun, meşgul bir insanım. Antilik çaba, emek gerektirir. Yok o bende. Neyse işte ona göre okuyun.



Bunu yazmaktan çekiniyorum, şunu yapmaktan çekiniyorum demeyeceğim. Buraya yazacağım tüm ünlülerin benim boyum kadar hayranı vardır :D Neyse tek tek gelin döverim :)) Şaka bir yana eksiklikleri, sizin dile getirmediklerinizi yazıyorum. Yazdığım herkesi izliyor, dinliyorum. O yüzden sakin olun :*

İlk olarak bahsetmek istediğim kişi PARK SHIN HYE. Kore'nin PSH'ı bizim Demet Özdemir, Amerika'nın Anne Hathaway'ı... ünlüdürler ama gerçekte gereksiz birer abartıdan ibaretler. PSH'ın tek yapabildiği şaşırarak oyunculuk yapmaktır. Diğer sürümleri gibi :)

Çok güzel kız valla. Sektörde birçok oyuncu modelden daha güzel ama :)

vallahi bakışları bile aynı boş :D


Ben neredeyse tüm dizilerini izledim. Her dizide aynı oyunculuk her dizi de aynı şaşırma aynı tepkiler. Mimik sıfır. Hiç üstüne koyamıyor. Bu kızı ilk izlediğim ileri de çok daha iyi olur demiştim ama olmadı. Skandalsız geçmişi, temiz sicili, herkesle arkadaşlığı, iyi dizi, iyi partnerle bu durumda.  Kimse demesin PSH iyi oyuncu şöyle bir oyunculuğu var tüylerim diken diken oldu orada...var mı yok.


 En son onu Hyunbin ile izledim. Memories of the Alhambra.


 Orada bile çok iyi oyunculuk sergilemedi. Ki alelade bir kız da o rolü oynarmış. Bu kızın bu kadar sevilmesi hem abartılması kendinin çok çalışkan olmasındandır. Gerçekten işine sıkı sıkıya sarılanlardan. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

İkinci kişimiz ise Lee Minho. Adamın her dizisini izlemiş biriyim. Ama o da oyunculukta çok yetersiz.  Ama ünü benim boyum çarpı 100. :D
Buradaki duruşu mimikleri çok iyi.

Neyse işte ama o da PSH gibi çalışkandır. LMH'nin bir eksisi de her dizide aynı tepkiyi vermesidir.  Misal soğuk birini oynuyor, evriliyor diyelim; evrilme aşamaları hep aynı dudak büzmeler, keskin bakışlar. Farklılık katamıyor role. Ama bunun nedeni keskin uçları olan bir rol gelmemesinden de kaynaklanıyor olabilir. PSH' da öyle hep aynı rol gibi. Heartstrings'teki kızı almışlar, sanki Alhamdbra'ya atmışlar.



LMH için asıl efsane City Hunter idi. Oradaki rolü gerçekten farklı gibiydi. Ama değildi de. Yabancı bir ülke de geçen kısmı farklıydı, olaylar Kore çevresine dönünce aynı oyunculuk aynı bakış klişeler baş gösterdi. Yine de bu onun fazla abartıldığı gerçeğini kapatmıyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Hadi biraz da KPOP'a geçelim. Ay çok iyi sesi var, o kuiiiğn. Sıradaki abartılmış kişimiz Taeyeon. SNSD lideri.

Şarkı çok güzel. Onun sesine de gitmiş ama insan bu şarkıyı bir de Choa söyleseydi diye düşünüyor yani*_*

Aşırı abartılan bir sesi var, tıpkı grubu gibi. Zaten KPOP grupları genelde öyledir. Bir tane yüksek notalarda gezen biri olur, onu vokale koyar, diğerleri de söylerken arka vokalde yine o kalır. Böylece çok sesli duyduğunu sanarsın aslında bir kişi dinlemiş gibi olursun.

Kore'de her grupta bir Taeyeon var bence. Fakat herkesin çok ünlü bir şirketi yok. İşte dinlemiyorsun sen onu, tanımıyorsun salak diyecekler şimdi. Ya başarılıdır zaten ona sözüm yok. Diyorum ki abartmayın bu kızın sesi öyle değişik bir ses değil. Aynısı iki ilerle sağa dön diğer grupta da var. Misal abartılacak bir şey arıyorsan MAMAMOO dinle.


 Wheein ve Solar. Hatta kimse boş yapmasın Taeyeon'dan bile güçlü sesler bu kızlar. Solar'ın nefese yetişemez bile Taeyeon. Hwasa'yı ayrı geçiyorum o kız başka bir evren. Sadece yanlış ülkede doğmuş. Çok ilginç değil mi? 2NE1 tadında kızlardı. Yetenek odaklı. Diğer gruba bakalım
Kore'de neden herkes ünlü olmak zorunda böyle seslere tek başlarına öncelik verilse sorun kalmayacak... 

Örneğin AOA; ana vokali Choa idi. Ayrıldı vs ama grupta adam akıllı şarkı söyleyebilen 3 ses vardı. 2 si alt vokal denilen bir pozisyondaydı. Choa gitti işleri bitti denildi ama imkansız böyle bir şey. Zaten gizli vokaller Choa'yi de çok destekliyordu. Tıpkı Taeyeon ve SNSD gibi.Gelelim asıl olaya Choa ve Taeyon aynı üne sahip değildir. Ses rengi performans olarak aynılar. İkisinin de nefesi, tarzı aynı. Bence gerçek yetenekleri göremeyecek kadar kör bir ülkeleri var. Diğerleri yeteneksiz mi elbette değil. Ama dedim ya grup anlayışı babut çeviren takla atan kalça şaklatan olmamalı. Bir grup sesine göre değerlendirilmeli. Siz ne düşünüyorsunuz?


YG'den birini yazacağım aklıma gelmezdi be. Ama BLACKPINK. YG en büyük hatayı  efsane olan 2NE1'ı dağıttığında yaptı. Şimdi baştan konuşalım. Ben Blackpink dinleyicisiyim. Ama kızlar o kadar abartılıyor ki sıkıldım bu durumdan.


 Geçende canlı bir performanslarını izledim. Eeee dedim. Nerede fark var? Siz canlı performans görmemişsiniz. Dans ediyorlar, koreografiyi takip ediyorlar. Şov sadece bu mu? İki şirinlik yap oh. 2NE1 konserini ödül törenlerini izle. Hep üstüne bir şey katmışlar. Canlı evet canlı la bu diyorsun.
Efsane bir performans.


 Kızların içinde koreografi aşan hep Rose bu arada.  İleri de gruptan biri ayrılırsa Rose olacak demedi demeyin.(inşallah öyle bir şey olmaz.) Coechellayı izledim. Jisoo ve Jennie hala aigo peşinde. Abi orası senin aigo yapacağın yer değil, millet şov bekliyor.  Koca konseri Rose götürdü, nasıl coşturuyor var ya seyirciyi, hayran kaldım. Bir de Lisa'ydı. Rose'u takip etti genelde. Ses açısından Rose ve Jennie zaten. Rose en farklı seslerden. O kız rock yapsa dinlenir. Jennie diğer KPOP idollerinden farkı yok. Neyse işte yeterince konuştuk işte siz ne düşünüyorsunuz?


Lee Jongsuk aslında çok iyi oyuncu ama ünü artınca boşlayan biri. Suzy ile oynadığı dizisinde o kadar kötü bir oyunculuk sergiledi ki Suzy'de tersine mükemmel bir iş çıkardı.

 Hiç çaba sarf etmiyordu. Karşısındakini eksik görüp öyle oynuyordu. Halbuki tehlikelidir bu. Ki Suzy onu While You Were Sleeping dizisinde resmen çarpıp böldü. Çok kusursuz bir oyunculuk sergiledi o dizide.Bu da eksik yönlerini kapatmasını sağladı. LJS mesela çok tecrübeli oyuncularla oynayınca canını dişine takıp oynuyor.


Örneğin; I Hear Your Voice, Dr. Stranger gibi diziler. Bu dizilerde oyunculuğu zirvede. Sizce de öyle değil mi? Siz ne düşünüyorsunuz?



Diğer bir grupta Twice. Alt vokali ana vokalden daha iyi olur mu deme! Oluyor bu grupta. O da gereksiz abartı ve ün sahibi bir grup.
Arkadan gelen sese dikkat edin sanki tek bir kişi söylüyormuş gibi:))


Zaten bu yarışmalarla belirlenen çoklu gruplarda abartıdan gerisi sayısı kardeşim. Ses yok, şarkı desen çizgi film şarkısı ya da popüler kültür melodisiyle taçlandırılıyor. Ooo onlar mükemmeller. Kore'nin kapitalist sisteminin ajuşşileri eğlendirsin diye oluşturdukları grup değil resmen şov ekibi. Sen babut çevir, sen sen arkadan tema sesi ver, sen dans et. Klipleri bile böyle. Hatta tüm Kore böyle. Çok nadir gerçek sesler var.

Son dizisinde IU resmen adalet dağıttı. O yüzden ne gereksiz ne abartısız bir ünü var.


Ne bileyim IU hala yenilmedi, yıkılmadı ayakta. ama yeteneğini çalışmakla törpüleniyor. Dans et , babut çevir kısmı daha çok arka gösteri onun için. Demek istediğim anlaşılıyor mu bilmiyorum. IU çizgisini bozmayanlardan. Bu gruplarda da kaliteli işler çıkaran oluyor. SNSD kalabalıktır ama üyelere şarkı söyletirken bak yeteneği var ama mükemmel değil, diğer üyeye geçip bu daha yetenekli değil mi diye sorgulattırıyor sana. SNSD ses bakımından Twice'ı katlar elbet. Ama çok yetenekli olduklarından değil.  SNSD her ne yapıyorsa bizim üyelerimizin sesi bu diyor her şarkı da tek tek duyuruyor, tanıtıyor. Twice ses değil daha çok popüler kültür zamazingosu gibi..Ününü takmıyorum. Anlamsız bir ünü var.  Siz ne düşünüyorsunuz?

Bu çok hoş dinle dinle sıkılmıyor insan :)


Buna daha devam etmek istiyorum. Belki Part 2 gelir :P 

Okuduğunuz için teşekkürler, umarım kimsenin kalbini kırmamışımdır^^


kızmayın bu deliye....

Görüşmek üzere....





20 Mayıs 2019 Pazartesi

Rüzgarda Savrulan Kurumuş Yaprak...


"Bazen ne yaptığımı bilmiyorum; sorguluyorum nedensiz..Neden buradayım? Niye böyle oldu? Olayın akışına kapılıyorum. Sabahları doğan güneş kadar parlak olmak istiyorum.Sabahın yelinde savrulan bir yaprak olabiliyorum sadece...

Bir nehre doğru sürükleniyorum; düşüncesizce övgüleriyle karşılaşıyorum..Neden rahatsız ediyor anlamıyorum. Teşekkürler diyemeyecek kadar doğru bulmuyorum.Sanki dalga geçiliyormuş hissine bürünüyorum; Adil savaşmıyor nehrin  yüz kızartıcı dalgaları.."




Ne ara yazdıysam; çok fena duygusala bağlamışım. :) Şimdi ne derdim diye düşündüm.

"Sorgulamamak gerekir bazen. Sadece anı değerlendirmek gerekir. Amaçsız da sevilir; amaçsız yaşanmayacağı için ^^ Daha çok günler göreceğiz; nehirler; okyanuslar...Bazen sıradaki diyebilmeli insan. Daha görülecek çok şey var.

Herkes gibi yarım bir hikayeyi yaşıyorum ben de; ne fazla ne azı sadece yetebildiğim kadar varım." şimdi böyle derim işte :P Kim bilir ne ara öyle bir şey yazdık...

Bizler hep sevilmek istiyoruz; ama ne kadar seviyoruz? Çevremizdeki olan biteni ne kadar haberdarız? Lisedeki  öğretmenim bir hikaye anlatmıştı.

"İnsan hep sevilmek için sever. Sevmeyi öğrenmek en büyük yetenektir. Sevginin karşılıksız olmadığına inanan bir Japon abimiz; 10 yıldır oturduğu evini dekore ettirecekmiş. evindeki bir duvarı yıktırmış. Japonların evlerinin duvarları genelde; iki duvardan oluşup; arasında geniş bir boşluk bulunurmuş. Yine öyle bir boşlukta canlı ama sıkışmış bir kertenkele görmüş. Şaşırmış çünkü; 10 yıldır orada nasıl canlı kalabilmiş ki o kertenkelecik.? Uzunca süre kertenkeleye dikkatli bakmış; tam o sıralarda bir başka kertenkelenin; sıkışmış olana yemek taşıdığını görmüş. O an anlamış; sevgi hiçbir karşılık beklemeden bulduğun ve aldığın şeydir."



Allah hepimize Kertenkele'nin taşıdığı sevgiyi nasip etsin.

23 Ocak 2019 Çarşamba

Biten Projeler: Mini Tanıtımlar- Godzilla & Mushi Uta


Uzun zamandır güncel seri alamıyorum. Vardiyalı olarak çalışınca uyuşmuyor saatler. Bu yüzden kıyıda köşede kalmış serileri tamamlıyorum. Buna ek olarak bir anime movie çevirmek istemiştim. Godzilla: Kaijuu Wakusei  bunlardan biri oldu.



Aslında serinin hepsini çevirmek istiyordum, ama benden hızlı davrananlar ya da bizden hızlı davrananlar oldu. Bu yüzden film serisinin devamını çevirmeyeceğim.





Konusuna gelirsek başrol oğlancığın anası babası Godzilla denilen dinazorumsu ejderha tarafından katledilmiş. Dünyada sağ kalanlar toplanmışlar bir gemiye başka gezegenlere gitmeye hazırlanıyorlar. Bu oğlan o gezegenlerde hayatta kalmayacaklarını anlıyor, isyan çıkartıyor. Rotayı dünyaya çevirip Godzilla reisle savaşmaya geliyorlar. 


Çeviride beni en çok zorlayan şey, Yıldız savaşların temasında işlenen konuda fazla uzay terimleri bulunmasıydı. Hatta şöyle söyleyeyim, daha doğruluğu kanıtlanmamış terimler vardı. Anladınız işte. Işınlanma örneğin gerçek değil ama terimi biliyoruz di mi? Bunun gibi.  Neyse konudan sapmayalım anime filmin ana konusu bu savaşın nasıl başladığı konu ediliyor.




Şimdi Godzilla deyince aklınıza o amerikan filmleri geliyor, değil mi? Godzilla aslında bir(1954) Japon Filmi,  Amerika aslına sadık kalmadan filmi(1998'de) yeniden çekip servis edince tüm ün aç gözlü Amerikalılara kalmış. Hatta Godzilla, Japonların Hiroşima olayının bir yansımasıdır. Amerika'da olaylar New York sokaklarında geçse de, gerçek Godzilla Amerika'dır Japon abiler için. Yenilmez değildir👀

Neyse bakmak isterseniz TAÇE bölümünden izleyebilirsiniz:


İzlemek için: Godzilla İzle

İndirmek için: Godzilla indir


MUSHİ UTA



Diğer seri ise yarım kalmış ilginç bir seriydi: Adı Mushi Uta. İnsanların bedenlerini ele geçirip onların hayallerinden beslenen yaratıkları anlatıyor. Beden ele geçirme olayları ve göçebe muhabbetinden dolayı Ünlü yazar Stephenie Meyer'ın romanı ve filmi The Host aklıma geldi. Bu yüzden Host olarak betimlenmiş her şeyi göçebe diye çevirdim. Konu itibarıyla yakınlar. 




Göçebeler var ve bu hayal yiyen yaratıkların(Mushilerin) iyi, zararsız olduğunu düşünen göçebe insanlar.  Bir de bu Mushileri avlayan teşkilatımsı bir kurum var. Avcılardan biri göçebelerden birine aşık oluyor, zamanında aslında karşılaşmışlar vs. Böyle dramatik durumlar içeriyordu.






Bir de Mushilerin lideri bir kızçe var o benim favorimdi ama :) neyse. Asıl zorlandığım diğer kısım erkek karakterin yanı avcının seslendirilmesi. Bir görüntüye o kuğul ses hiç mi gitmez yarebbim :D


Favorim Leydi :)

Neyse konu güzel ama anime sorunlu bir anime. Şahsen Mushi konusunu istediğim gibi işlemedi. Açıkçası daha ayrıntılı bölümler gerekiyordu. Bu Mushiler nerden geldi nereye gidiyorlar, bi açıklama yok. Otobüslerdeki yaşlı amca teyzeler gibi amaçsızca gidip geldiler. :))




                                          Bu animenin de Açılış ve kapanışı çok hoştu...



                                                  En çok kapanış şarkısını sevdim:




                                                   Mushi Uta'yı indirmek için: TIKLLA
Mushi Uta'yı izlemek için: TIKLA